Kırkikindi #4 | Kamu Kurumları ve Sosyal Girişimcilik
İki ayda bir, ayın ikinci perşembesi ikindi vakti gerçekleşen Kırkikindi buluşmalarındaki amaç sosyal girişimcilikle ilgili konuları derinlemesine ele almak, samimi, hararetli ve bereketli tartışmalar yapmak.
Kasım ayındaki Kırkikindi buluşmasının konusu kamu politikaları ve sosyal girişimcilikti.
“Sosyal girişimlerin ticari kaygı gütmesini bekliyoruz fakat kar etmek birincil amaç olmamalı. Edilen kar da sosyal faydaya yatırılmalı” Murat sosyal girişim kime denir sorusuna cevap vererek söze girdi. Ardından buluşmanın asıl amacını kamudan ve sosyal girişimcilerden oluşan kalabalığa sorarak katılımcıları derin bir sohbete davet etti “Peki kamu politikaları ve sosyal girişimcilik konusunda Türkiye’de neler yapılabilir?”
Mesele I
“Mevzuatta çok fazla boşluk var, bu boşlukların tespit edilmesi gerekiyor ki biz daha az engele çarpalım.” Halledilmesi gereken meseleleri mevzuat, uyum ve koordinasyon, rekabet edebilirlik başlıkları üzerinden anlatan Murat, sosyal girişimcilerin en önemli dertlerinden birisi olan tüzel kişilik meselesiyle sohbeti başlattı. Sosyal girişimlerin yasal statüsünün karmaşıklığı sebebiyle fon bulmada ve işbirliği yapma konularında yaşadığı sorunlardan bahsedildi.
Mesele II
“Lens kararsızlığı: Kamu sosyal girişimcilere hangi lensle bakacağına karar veremiyor. Sosyal alanı destekler gibi mi hareket etmeli yoksa bir girişimciyi destekler gibi mi?” Bu sorular üzerinden sosyal girişimcilerin kamuda kiminle görüşmesi gerektiği, hangi çatı altında muhatap bulabileceği konusu üzerine derin bir sohbet döndü. Berivan söz aldı, sosyal girişimlerin kamuda muhatap bulma konusunda zorluk yaşadığını, ilk kiminle konuşmak gerekir, kimi muhatap almalı gibi soruların çok kafa karıştırıcı olduğunu aktardı. Kamu kurumlarında kontak kişisi belirleme yeni yeni başlamış olsa da bu yönde keskin bir adım atmak iyi olabilir diye de ekledi.
Kamu kurumları içerisindeki uyum ve koordinasyon eksikliğinin de sosyal girişimciye olumsuz yansıdığı, bakanlıklar arasında eşgüdüm olması gerektiği dile getirildi. Katılımcılardan bu ifadeye katılan birkaç kişi, sosyal girişimlerin yarattığı farkı ve kamu politikalarına katkısını görünür kılmanın önemini aktardı ve sosyal girişimler için kamuda ayrıca bir birimin olmasının gerekli olduğunu savundu. Kamudan gelen katılımcılar da temas noktası belirlenebilmesi için sosyal girişimin tanımının yapılması gerektiğini ifade etti.
Mesele III
“Etik ve katılımcı yönetim ilkeleri nedeniyle sosyal girişimler rekabet avantajlarını kaybediyor.” Sosyal girişimlerin ticarette kaybettikleri rekabet avantajları üzerinde duruldu. Piyasada rakip olarak nitelendirilen kurumların büyük bir kısmının adil ücret ödemek gibi bir kaygısı olmazken sosyal girişimlerin çalışanlarına adil ücret esasına göre ödeme yapmasının maliyette yarattığı dezavantaj örnek olarak paylaşıldı.
Bu “meseleler”i çözebilmek için halihazırda Türkiye’de kamu kurumlarının uygulamakta olduğu yöntemlere birçok örnek verilerek katılımcıların benzer çözümlerin sosyal girişimcilik için de uygulanması hakkındaki fikirler alındı. Sosyal girişimlerin ihtiyaçlarının yanısıra kamunun onlardan beklentileri de paylaşıldı, kamudan gelen katılımcılar sosyal girişimlerin kamuya karşı çok mesafeli bir tavrı olmasının sosyal girişimcilere zarar verdiğinden bahsedildi.
“Kamu öcü değil yol arkadaşıdır” Hem sosyal girişimin hem de kamu kurumlarının zihin yapısını değiştirmesi ve birbirini anlamasının önemi üzerinde duruldu. Kamuyla iş yapmanın birinci kuralının kamunun yapısını iyi bilmekten geçtiği belirtilirken, iki tarafın düzenli ve sürekli bir araya geldiği platformların oluşturulması gerektiği belirtildi.
“Acayipliği acayiplik ile karşılamak gerekiyor.” Duygu söz aldı ve kamu kurumlarındaki uzmanların da sosyal girişimcilik konusunda kilit bir rolü olduğunu anlattı. Sosyal girişimcilerin, hayatta kalmak ve en kısa zamanda en çok etkiyi nasıl yapabilirim diye düşünmek öncelikli mesele olduğundan kurumsallaşmaya vakit ayıramadığını belirten Duygu, sosyal girişimlerle çalışan kamu uzmanlarının da bir girişimci gibi davranmasının gerektiğini söyledi.
“Birlikte hareket edilmesi gerektiği aşikar” Sosyal girişimlerin kamu kurumları ile iletişiminin artabilmesi için iki tarafın bir araya geldiği buluşmaların daha çok düzenlenmesinin faydalı olacağı belirtildi.
Bir sonraki buluşmada özetlere kalmadan, siz de bereketli yağmur sonrası toprak kokusunu 11 Ocak 2024 saat 16.00’da içinize çekebilirsiniz.